- CEZA HUKUKUNUN İŞLEVİ
Suç adı verilen haksız fiile uygulanacak olan yaptırımları belirleyen kurallar bütününe ceza hukuku adı verilmektedir. Ceza hukuku toplumsal yaşamda meydana gelen ihlallerde en son uygulanacak olan hukuk dalıdır. Toplumsal yaşamda ortaya çıkan her türlü hukuka aykırılık hallerinde ceza yaptırımı uygulanmaz.
Örneğin kabahat teşkil eden bir kısım eylemler hukuka aykırı olmasına rağmen bu tür hukuka aykırılık hallerinde ceza değil idari yaptırımlar uygulanmaktadır.
Ceza hukukunun temel olarak kefaret edici, önleyici ve bastırıcı fonksiyonu vardır. Ceza kanunlarında belirlenen suç adı verilen normlar ve cezalar kişilerin bu hükümleri ihlal etmeleri durumunda karşılaşacakları yaptırımı önceden bilmeleri ve suç işlemek fikrinden vazgeçmelerini sağlar. Bu etki önleyici ( caydırıcı ) etkidir. İkinci etki ise suç işleyerek kamu düzeni ve toplumsal yaşayışın kurallarını bozan kimselerin eylemlerinin karşılığı olarak kanunda yazılı olan cezalara çarptırılması sebebiyle ortaya çıkan bastırıcı, ödetici etkidir.
- CEZA HUKUKUNUN KAYNAKLARI
- Anayasa: Ceza hukukunun il ve en önemli kaynağı ve ceza hukukuna ilişkin temel esasları içeren kaynağı Anayasa’dır. Anayasa da ceza hukukuna ilişkin çok sayıda hüküm vardır. Ancak en temel ve en önemli hüküm 38. Maddededir. Suç ve cezalara ilişkin esaslar başlığı altında:
– Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda aynı kural geçerlidir.
– Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
– Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
– Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
– Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.
– Ceza sorumluluğu şahsidir.
– Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
– Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
– İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
– Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
- Türk Ceza Kanunu: 1 Haziran 2005 te yürürlüğe giren 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunudur. İlk 76 Madde genel hükümler ve sonraki maddeleri ise özel hükümler içermektedir. Türk Ceza Kanunun genel bir ceza kanunundur.
Ceza Kanunu ile Özel Ceza Yasaları Arasındaki İlişki
Genel yasası niteliğinde olan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun genel hükümleri ( İlk 75 madde ) özel ceza yasaları ve ceza içeren yasalardaki suçlar hakkında da uygulanacaktır. ( 5237 S.K. m. 5 )
Özel ceza yasaları ve ceza içeren yasalardaki suç ve cezalara ilişkin hükümler aynen uygulanmaya devam edilecek fakat TEŞEBBÜS, İŞTİRAK, TEKERRÜR, ERTELEME, ÇEVİRME, MÜSADERE vs. genel hükümler alanına giren konularda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu uygulanmak zorundadır.
- Uluslararası Sözleşmeler: Anayasanın 90/son cümle ( 2004 değişikliği ) uyarınca temel hak ve hürriyetlere ilişkin uluslar arası sözleşmeler kanunlardan öngelen, öncelikli bir uygulama alanına sahiptir. Bu sebeple ceza kanunu hükümleri yorumlanırken aynı konuda kanun ile temel hak ve hürriyetlere ilişkin uluslararası sözleşme hükümleri arasında çatışma çıktığı durumlarda uluslar arası sözleşme hükümleri uygulanmak zorundadır.